Blog

Anasayfa /Blog/Deprem ve İletişim

Deprem ve İletişim

deprem ve iletişim

Depremlere hazırlıklı olabilmek için vazgeçilemeyecek ekipman: Telsizler

Doğal afetlerin doğrudan ya da dolaylı olarak neden olduğu maddi ve manevi kayıplar afet yönetiminin ve koordinasyonunun günümüz dünyasında ne kadar titizlikle ele alınması gerektiğinin bir kanıtıdır. Türkiye sahip olduğu tektonik, sismik, topografik ve iklimsel yapısı nedeniyle doğal afetlerin sıklıkla meydana geldiği bir ülkedir. Ülkemiz depremlerde insan kaybı açısından dünyada üçüncü, etkilenen insan sayısı açısından sekizinci sıradadır. Ortalama olarak her yıl büyüklüğü 5 ile 6 arasında değişen en az bir deprem yaşanmaktadır. Depremler, insan güvenliğini tehdit eden tüm doğal afetler içinde önceden bilinebilmesi neredeyse imkansız olan afetlerdendir. Kasırgalar, sel ve taşkınlar, orman yangınları ile diğer doğal afetlerden farklı olarak, diğer afetlere göre çok ani ve kısa süreli olan depremlere yönelik tedbirler tamamıyla önceden alınması gereken tedbirlerdir. Örneğin bir kasırga takip edilebilmekte ve buna bağlı olarak bazı önlemleri planlanabilmektedir. Ancak depremler hiç beklenmedik bir anda meydana gelmektedir ve yaşanan sarsıntıdan sonra önlem alınması gibi bir durum ne yazık ki mümkün değildir. Hücresel ağlar ve kritik öneme sahip olan diğer iletişim altyapısı, sismik öngörülemezlik açısından eşit ölçüde risk altındadır. İletişim altyapısının çok büyük bir bölümü de deprem vb. doğal afetlere karşı endişe verici derecede dayanıksızdır. Mevcut uygulamada hücresel ağlara (cep telefonu şebekeleri) ait baz istasyon vb. yapılarda, sarsıntı esnasında yıkılıp insanlara zarar vermemesi için yeterince sağlam inşa edilmesi gibi tedbirlere öncelik verilmektedir. Dolayısıyla, baz istasyonların deprem esnasında ve sonrasında çalışmasını sağlayacak şekilde kurulması hususu yüksek maliyet vb. sebeplerle çoğunlukla göz ardı edilmektedir. Benzer şekilde, hücresel ağ altyapısının, deprem veya diğer nedenlerle meydana gelebilecek uzun süreli elektrik kesintileri sırasında devre dışı kalmaması için de yeterince önlem alınamamaktadır. Bilindiği üzere, hücresel ağlar afet vb. acil durumlarda aşırı yüklenme nedeniyle devre dışı kaldığında cep telefonlarıyla hiçbir arama yapılamamakta, mesaj dahi gönderilememektedir. Afetler ve acil durumlar güvenilir bir iletişim altyapısının on binlerce insan için tam anlamıyla bir ölüm-kalım meselesi haline geldiği anlardır. Ve ironik olarak, bu gibi durumlar tam da birçok hücresel ağın devre dışı kaldığı ve faaliyet gösteremediği durumlardır. Telsiz sinyallerinin, elektrik şebekeleri ve hücresel ağlara kıyasla bu ve benzeri sorunlara karşı çok daha dayanıklı olduğu yapılan birçok araştırmayla kanıtlanmıştır. Telsizlerin, sesi gerçek zamanlı olarak iletebilmeleri için kısa mesafelerde baz istasyonlara ihtiyaçları yoktur ve rolelerle erişim menzilleri büyük ölçüde artırılabilmektedir. Roleler sayesinde birbirinden çok uzak mesafede bulunan iki telsiz, engel ve engebelere rağmen iletişim kurabilmektedir. Bir kesintisiz güç kaynağı (ups) ile desteklendiğinde roleler, iletişim kanallarını kriz boyunca işler durumda tutabilmekte, bu sayede yetkili kurumlar, acil durum eylem planlarını uygulayabilmekte, insanları bilgilendirebilmekte ve dolayısıyla güvende tutabilmektedir. Roleler devre dışı kaldığı sıradışı bir durum ortaya çıksa dahi, telsizden telsize iletişimler simpleks modda rolesiz olarak da sürdürülebilmektedir. Tüm bu hususlara ilaveten, telsizler bas-konuş özellikleri sayesinde kolaylıkla iletişim kurulabilmesini sağlamaktadır. Sağlamdırlar, gürültülü ortamlarda bile net ses verebilirler ve akıllı telefonlar ile diğer elektronik iletişim cihazlarından çok daha uzun pil ömrüne sahiptirler. Telsizler, performansları ve dayanıklılıkları nedeniyle en ideal acil durum iletişim aracı olarak ön plana çıkmaktadır. Acil müdahele ekipleri bu yüzden haberleşmede ağırlıklı olarak telsizleri tercih etmektedir. Telsiz altyapısı sayesinde, acil müdahele ekipleri, kolluk görevlileri, itfaiye ve ilk yardım ekipleri elektrik şebekeleri ve baz istasyonların devre dışı kaldığı durumlarda bile birbirleriyle iletişim kurabilmektedir. Tüm kurum ve kuruluşların, telsiz haberleşme sistemlerini acil müdahele ekipleri ve diğer yetkililerle iletişim kurulabilmesi için her an hazır bulundurması büyük önem arz etmektedir. Bununla birlikte, özel sektör kuruluşlarının da afet ve acil durum gibi kriz anlarında kesintisiz iletişim sağlayabilmek için telsiz gibi güvenilir ve dayanıklı bir haberleşme altyapısına sahip olmaları gerekmektedir. Telsiz haberleşmesini diğer haberleşme teknolojilerine üstün kılan; anlık iletişim, uzun pil ömrü, GPS konum bilgisi sağlama, düşme vb. durumlarda ikaz, ağdaki tüm kullanıcılara mesaj gönderebilme, dijital teknoloji ile entegrasyon gibi birçok özellik de mevcuttur. Özetle, deprem, yağmur, fırtına, yangın vb. sebeplerle elektrik şebekesi ve hücresel ağlar devre dışı kaldığında, iletişim kurabilmek, acil durum eylem planlarını hayata geçirebilmek, yetkililerle irtibata geçebilmek için tek çare telsiz haberleşme altyapısına sahip olmaktır. Telsiz sistemleri, her türlü kriz anında ve kötü durum senaryosunda kesintisiz bir iletişim imkanı sağlamaktadır.